Modern Zamanların Titaniği…

Venedik; romantik, kendine ait bir ruhu olan, Uzak Doğulu yoldaşlarımızın da yoğun katılımıyla 😊 biraz turistik bir durağa dönüştüğünden pahalıya kaçabilen ama mutlaka görülmesi gereken büyüleyici bir şehirdi bizim için.

Gitmeden önce çok fazla okuyup denk gelmiştik “Venedik Batıyor!” “Batmadan Gidin!” “Köprüden Önce Son Çıkış!” gibi yazılara ve maalesef ki bilimsel bir gerçek olarak karsımızda bu durum maalesef.

Öyle bugünden yarına çat diye batmayacak ama her sene 2 mm 2 mm; hava değişikliği, yoğun yağış, sel ve yer kabuğu hareketleriyle batacağı iddiası mevcut. O yüzden Titanik’teki son kemancılar gibi sona ve dona kalmak istemiyorsanız ilk fırsatta gidip görün deriz biz.

Gelelim Venedik rotamıza.

HAVALIMANINDAN SEHRE ULASIM:

Venedik’e en yakin havalimani, Marco Polo havalimani, bir cok firma gibi Turkiye’den de THY bu havalimanina ucuyor.  Ryanair , Wizzair gibi firmalarin ise Avrupa icerisinden Treviso Havalimani’na ucuslari var.

Treviso Havalimanindan Ulasim:

Biz Frankfurt’tan bindiğimiz kıymetlimis Ryan Air’imiz ile Treviso Havalimanına indik. Havaalanından çıkışta direkt Venedik’e gidebileceğimiz ATVO firmasının otobüsü ile kişi başı 12 EUR’a araç ile girilebilecek son noktaya, Piazzale Roma’ya kadar gittik. Yol 40-45 dakika sürüyor, uzun bir köprü bağlantısına sahip keyifli bir yol.

Treviso Havalimanindan ATVO ve Barzi Service firmasının otobüsleri mevcut. ATVO ile araç ile girilebilecek son noktaya, Piazzale Roma’ya kadar ulasabiliyorsunuz. Barzi firmasinin otobusleri ile ise, Isola Tronchetto noktasina kadar ulasabiliyorsunuz. Isola Tronchetto noktasi, Piazzale Roma’ya kiyasla biraz daha merkezden ve vaporetto ulasimindan uzak oldugu icin, genelde ATVO firmasi tercih ediliyor. Eger otelinizi Mestre tren istasyonuna yakin bir bolgede sectiyseniz, hem ATVO hem Barzi firmasinin otobuslerinin Mestre tren istasyonundan gectigi bilgisini de buradan paylasalim.

ATVO firmasinin, hareket saatlerine bu linkten ulasabilirsiz. Treviso havalimanina inen ucak sayisi cok fazla olmadigindan, otobuslerin havalimanindan kalkis saatleri, ucaklarin inis saatlerine gore ayarlaniyor, ancak Venedik’ten hareket saatlerinde bu cizelgedeki saatlere genelde uyuyorlar, o yuzden kalkis saatlerini gitmeden once kontrol etmekte fayda var 🙂 Ayrica , internet uzerinden biletlerinizi daha onceden de alabilirsiniz. Bu sayede Venedik’te daha sonra harcamak icin bir kac euronuzu cebinizde tutabilirsiniz 🙂 Internet uzeri alimlarda , 1 kisi gidis donus 22€ , 2-9 kisi arasi icin bilet aliyorsaniz ise , gidis-donus kisi basi 20€ oduyorsunuz. 2 kisi uzerinden hesap edersek, internet uzerinden gidis-donus bileti alarak 8 Euronuzu cebinizde tutabilir , en azindan bu parayi tatli guzel Venedik hatirasi hediyelik alirken kullanabilirsiniz 🙂

Marco Polo Havalimanindan Ulasim:

Marco Polo havalimanına inecekler için ise Venedik merkezine ulasmak icin seceneklerimiz daha fazla. Havalimanindan  yine ATVO firmasinin otobusleri ile Piazzale Roma’ya ulasabileceginiz gibi, 5 numarali hat ile toplu tasimayi da kullanabilir ( hareket saatlerine ulasmak icin bu linki kullanabilirsiniz) ya da Deniz Taksileri-Vaporetto ile San Marco Havalimani’ndan Venedik’in merkezine kadar gidebilir, San Marco Meydani , Rialto Köprusu veya Fondamenta Nuove duraklarindan birinde inebilirsiniz.

Eger Burano, Murano yazilarimizdan etkilenip Venedik’e ugramadan bile once Burano, Murano adalarini görmek istiyorsaniz :), yine Marco Polo Havalimanindan kalkan Vaporettolar ile bu adalara gidebilirsiniz.

Havalimanindan Ulasim icin faydali linkler :

  • bizim icin IETT ne ise , Venedik icin ACTV o:) vaporettolarin fiyatlari, rotasi ve daha fazlasi icin bu siteye goz atabilirsiniz.
  • Marco Polo havalimanindan hareket eden vaporettolar icin buraya goz atabilirsiniz.
  • havalimanindan hareket eden ATVO firmasinin websitesine buradan ulasabilirsiniz.

Otobüsten indikten sonra bir masalın içine bırakılmışsınız hissi ile, balık modda bakışlarla hayran kalıyorsunuz daracık sokaklara, renkli evlere, köprülere, kanallara, her kösesine… Her şey kendiliğinden gelişiyor.

KONAKLAMA

Tarih derslerinde geçerdi hep “Venedikli Tüccarlar”; adamlar isi biliyormuş beyler 😊 Venedik, otelleri, esnafı, restoranları ile genel olarak pahalı bir şehir; bunu kabullenip plan yapmak gerek. Biz merkezde kalmak için booking.com’u aşındırmıştık her gün onu al bunu bırak bak bu düşmüş diyerek. En sonunda geceliği 85 EUR’a Rialto’nun dibinde, San Marco’ya yakın Residenza Rivo Alto otelini bulduk. Kahvaltı (Beklentiyi çok yükseltmeyin tabi, peynir bulabilmek bile güzel) dahildi, gayet temiz ve güzeldi. Ayrıca Mestre bölgesindeki oteller daha ucuzmuş ve oradan otobüsle kısa sürede gelinebildiği için konaklamada tercih ediliyormuş, ama bizim önerimiz Mestre’den surekli Venedik’e gidip geleceginize , Venedik icerisinde bir otel bulmanizdir. Bu sayede gunes battiktan sonra da isil isil Venedik’i , kanallari , cok daha sakin bir sekilde tam bir yerel Venedikli gibi gezebilirsiniz:)

GEZİLECEK YERLER

Grand Canal (Büyük Kanal)

Venedik zaten “Arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz” diye karşılıyor sizi 😊 her kösesi ayrı güzel, her bir kanalda, köprüde durup fotoğraf çekmek istiyorsunuz. Grand Canal da bu kanalların en uzunu ve ana durak gibi. Venedik, Grand Canal’ın iki yakasına dağılmış altı bölgeden oluşuyor: Sağ kanat: San Marco, Cannaregio ve Castello; Sol kanat ise: Dorsoduro, San Polo ve Santa Croce bölgelerinden oluşuyor.

Büyük Kanal
Büyük Kanal

Rialto Köprüsü

Büyük Kanal üzerindeki 4 köprüden biri Rialto Köprüsü. Üzerinde hediyelik eşya, takı, süs vs. dükkânları bulunuyor. Köprünün ayağında da hoş ama çok ucuz olmayan turistik restoranlar mevcut. Venedik’in simgesi haline gelmiş bu köprünün ayağında, Grand Canal manzarası ile turistliğin dibine vurabilir; pizza, makarna veya lazanya ile günü şenlendirebilirsiniz 😊 Tabi bir pizza için 15-20 EUR bütçe ayırmak gerek bu durumda.

Rialto Köprüsü
Rialto Köprüsü

 

 

 

 

San Marco Meydani

Venedik’in tatlı beyaz güvercinleriyle ve çılgın turist kalabalığı ile dolu ana meydani ve en önemli noktası. Görülmesi gereken tüm önemli yapılar bu meydanda. Aziz Mark’ın Çan Kulesi, San Marco Bazilikası, Dükler Sarayı, Torre dell Orologio saat kulesi ve Arkeoloji Müzesi.

Biz Venedik’ten döndüğümüzde üstat Heath Ledger’in Casanova’sını izledik üzerine; daha da güzel geldi bu şehirdeki her bir detay ve San Marco meydanı, o dönemleri resmedince.

San Marco Meydanı
San Marco gece sular altında 🙂

 

 

 

 

 

Ahlar Köprüsü

1600’lü yıllarda yapılmış, esirlerin geçiş yolu olan gerçek bir “AH”lar köprüsü 😊 Sorgu odasına götürülen esirler buradan geçiriliyormuş. Mahkumlar ise hücrelerine veya idama götürülürken Venedik’e son bakışlarını buradan atıyorlarmış. Kimler gelmiş kimler geçmiş ve bu köprüde o son bakışta kim bilir neler geçirmişlerdir içlerinden diye düşünmekten alamıyor insan kendini.

Ahlar Köprüsü
Ahlar Köprüsü

 

 

 

 

 

 

 

Bienal Mıntıkası

Uzak Doğulu turist yoldaşlarımızın yoğun olmadığı, daha farklı bir Venedik’i tadacağınız bölge. Mutlaka bu tarafa da yürüyün, keşfedin deriz biz. Burada harika da bir cafe bulduk, Ristorante Paradiso; adi uzerinde cennet gibi:) ve  diğerlerine oranla ucuz, sakin ve huzurlu. Aperollerinizi alıp huzurun tadını çıkarabilirsiniz lokal modda. Biz güneşi de görünce oturmuşuz 2 saate yakın, güneş gözlüğünün şeklinin yüzümüzde belirmesi hoş olmayan tek sonucuydu bu keyfin.

Accademia Galerisi

Büyük Kanal’ın güneyinde yer alan; resim, heykel ve güzel sanat eserlerinin sergilendiği galeri. Bu bölgede yürümek, sokaklarında kaybolmak da çok keyifliydi. Havalı ve entel bir bölge. Biz bu tarafları Burano, Murano ve Torcello (Yazının Linki) adalarına gittiğimiz günün dönüşünde; günlük sınırsız biletimizin sınırlarını zorlayarak 😊, hoşumuza giden duraklarda inerek keşfetmiştik. Kesinlikle öneririz: 2 numaralı hat ile Grand Canal’da girilmedik kanal bırakmayan bizden değildir.

2 numarali hattin ugradigi duraklar…
2 numarali hattin takip ettigi buyuk rota:)

Vaka-i Kazıkiye 😊 Gondola Gezisi 😊

Ama değer 😊 Evet, 80 EUR yarım saatlik bir tur için çok ama Venedik’i gerçekten hissetmek için kesinlikle değer. Kaptan yer yer şarkı söylüyor, ıslık çalıyor, bağırıyor falan, arada tarihlerini anlatıyor önemli binaların, çok keyifli ama çok çabuk bitiyor tur ne yazık ki. Bu arada gondolalar bir zamanlar rengârenkmiş ama veba salgını olduğu dönemde cesetleri gondollarla taşımışlar ve o günden beri tüm gondollar matemin rengi siyaha boyanmış. Bu da böyle bir bilgi, kalsın kenarda.

Bizim Venedik’imiz böyle, umarız bir katkı sağlayabilmişizdir sizin planlarınıza da 😊

 

Not: Venedik’e gelmişken üç küçükleri; Burano, Murano ve Torcello kuşları da mutlaka ziyaret edin. Bizim Burano, Murano ve Torcello ziyaret notlarimizi buradan gorebilirsiniz.

Burano – Murano – Torcello yazimiz

Burano’dan bir kesit…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here